Önce kendi gideceğin yolu öğren, sonra öğretmeye kalk
Kendine bir ışık ol, kendi hakikatının içine doğru tut.
İnsanlar arasında nehri geçip karşı kıyıya ulaşan azdır. Büyük bir
çoğunluk nehrin kıyısında bir aşağı bir yukarı doğru koşup durur.
Formlar, benlik/ruh değildir; algılama benlik değildir, kavrayışlar
benlik değildir, mental oluşumlar ve hisler de "ben" değildir, hiçbiri
"ben"/"ruh" değildir, bunların hepsi değişime tabiidir ve kalıcı
değildir.
Nedensellik, etkileşim, koşullar ve ayırt edici algılama...Dört
büyük element bunlardandır.
Fiziksel objelerin aslında kendilerinden gerçekliklerinin olmadığını
öğretiyorum, bunların ancak zihnin ürünleri olduğunu söylüyorum,
aslında hepsi bir hayaldir. Bunların duyularla algılandığı ve ayırt
edildiği doğrudur fakat aslında diğer yandan hiçbirinin kendiliğinden kendi
doğaları, gerçeklikleri yoktur. Onlar gerçekte görülmüyorlar ama zihin
tarafından ‘tasarımlanıyorlar’. Bir bakıma kavranabiliyorlar ama bir
bakıma da gerçekte kavranamıyorlar.
Nefret
hiçbir zaman nefretle yok edilemez. Nefret sevgiyle yok edilir bu
ölümsüz kanundur.
Hınca hınçla cevap verilirse, hınç ortadan kalkar mı?
Uykuda yaşayan insanı uyandırmak için belirli şartların yerine
getirilmesi gerekir. Belirli şartlar sağlanamazsa farkındalık oluşmaz.
İnsan
isimlere, formlara ve maddesel dünyaya bağlanır ve onların zihnin bir
yanılsaması olduğunu, zihinde oluştuğunu unutur ve hata yapar böylece
zihnin özgürlüğü engellenmiş olur.
Bizim olan her şey düşüncelerimiz sonucundadır. Düşüncelerimizde
kurulur,düşüncelerimizde oluşur. Eğer bir kimse kötü düşünceyle konuşur
ya da davranırsa onu tıpkı tekerleğin kağnı çeken bir öküzü izlemesi
gibi, acı
izler.
Nedensellikler, zerreler, en küçük şeyler, madde, fiziksellikler
hepsi gerçekte zihinde oluşan, zihnin oluşturduğu şeylerdir.
Sizi kendinizden başka hiç kimse kurtaramaz. Kendi kendinize ışık
olun.
Bir şeye sırf kulaktan duydunuz diye körü körüne inanmayın, birkaç
kuşaktan beri itibar görüyorlar diye, geleneklerin de doğru olduğuna
inanmayın. Sırf hocalarınızın ya da rahiplerin otoritesine dayanıyor
diye hiçbir şeye inanmayın. Ancak bizzat hissettiğiniz, denediğiniz ve
doğru olarak kabul ettiğiniz, kendinizin ve başkalarının hayrına olan
şeylere inanın ve tutumunuzu onlara uydurun.
Bu dünyayı bir hava kabarcığı bir serap gibi düşün. Dünyayı böyle
gören kişiyi ölüm görmez.
Damı basit yapılmış bir eve yağmur dolması gibi, derin düşünmeyen
beyine de tutku
öyle dolar.
Derin düşünen bilge kişinin tek bir günlük yaşamı, bilgisiz ve
kontrolsüz kişinin bütün bir yaşamından daha değerlidir.
Nasıl ki okçu okların düz olmasına özen gösterir,usta da dağınık
düşüncelerini öyle toparlayıp yönlendirir.
Kimse 'nasıl olsa bana zararı dokunmaz' diyerek küçücük de olsa kötülük düşünmesin. Su damlalarının damlaya damlaya
su kabını doldurması gibi, budala
kimse de azar azar toplayarak kendini kötülükle doldurur.
Gökten altın yağsa insanın arzuları doyurulamaz. İsteğin küçük bir
zevk verdiğini ve aslında acıya neden olduğunu bilen kişi, bilge
kişidir.
Bizden nefret
edenlerden nefret etmeden yaşayalım. Gelin, bizden nefret edenler
arasında nefretten kurtulmuş olarak yaşayalım.
Sağlık en büyük hediyedir, doyumluluk en büyük
zenginlik, güven en iyi akrabalıktır. Nirvana ise en büyük mutluluk.
Başkalarının kusurları kolayca görülür ama kendi kusurumuz görülmez;
kişi komşusunun kusurlarını ayıklar bulur, kendi kusurlarını ise
kumarda hile ile zar saklar gibi saklar.
Yaşayan varlıkların hepsi; zayıf, güçlü, uzun, kısa, büyük, orta
veya küçük görünen, görünmeyen; doğmuş olan veya doğmakta olan, hepsi
mutlu olsun! Kimse kimseyi aldatmasın, kimse kimseyi küçümsemesin, kimse
kimseye öfke ile darılma ile zarar vermek istemesin.
Geçmişte kim olduğunu bilmek istiyorsan, şu an kim olduğuna bak. Kim
olacağını bilmek istiyorsan, ne yaptığına bak.16 Aralık 2007
Aklınla ve sağlıklı zihninle uzlaşmıyorsa hiçbir şeye inanma, onu
ben demiş olsam bile.
Kin
taşımak yanan bir kömür parçasını başkasına atmak için eline almak
gibidir. Sadece kendini yakarsın.
Ne anne, ne baba ne de herhangi bir akraba insana iyi yönetilen bir akıldan
daha fazla yararlı olabilir.
Bir kişinin kendi kendini yenerek kazandığı zafer, bir başkasının
savaşta bin kişiyi bin kez yenerek kazandığı zaferden daha iyidir.
Bütün biçimler gerçek dışıdır, bunu idrak edebilen kişi acılara
tepki vermez; işte bu saflık yoludur.
Varlığın öteki kıyısına vardığında önce, sonra ve ortada olandan
vazgeç.
Öfkeniz yüzünden cezalandırılmayacaksınız, öfkeniz tarafından
cezalandırılacaksınız.
İnsan hayatı aslında acılardan ibarettir; bu acıların sebebi bencil
ve doymak bilmez isteklerdir; insanın bencilliği ve istekleri sona
erdirilebilir; sonuçta bütün bu doymak bilmez arzu ve iştah ortadan
kaldırıldığında, ulaşılan durum nirvana olarak adlandırılır. Bencillik
ve isteklerden kaçışın yöntemi, "Sekiz Katlı Asil Yol" diye
adlandırılır: Doğru görüş, doğru niyet, doğru konuşma, doğru hareket,
doğru geçim kaynağı, doğru çaba, doğru düşünme ve doğru meditasyon.