|
Main » 2011 » February » 25 » Friedrich Nietzsche
6:37 PM Friedrich Nietzsche |
- Yokluk büyük varlıktır azizim, yeter ki fark edebilesin. (İşte Böyle
Buyurdu Zerdüşt)
- Ahlak, sürü hayvanının içgüdüsüdür. (İyinin ve Kötünün Ötesinde,
madde 202)
- Ahlaksal olay yoktur, yalnızca olayların ahlaksal yorumu vardır.
(İyinin ve Kötünün Ötesinde, madde 108)
- Ahlak, evrensel değildir. (Tan Kızıllığı, Madde 139)
- Ahlaka boyun eğme, bir hükümdara boyun eğme gibi kölece ya da mağrur
ya da çıkarcı ya da teslimiyetçi ya da budala bir heyecan ya da
düşüncesizlik ya da umutsuzluk eylemi biçiminde olabilir. Bu tür boyun
eğme aslında ahlaksal değil. (Tan Kızıllığı, Madde 97)
- Ahlak yargıları ve cezalandırmaları, daha az sınırlandırılmış
olanlara karşı (özgür olan bireylere karşı) ruhsal olarak
sınırlandırılmış olanın gözde intikam biçimidir. (İyinin ve Kötünün
Ötesinde, madde 219)
- "Ahlaksal” diye nitelenen yönetmelikler gerçekte, insanlara karşı
olup insanların mutluluğunu kesinlikle istemezler. Keza bu
yönetmelikler "insanlığın mutluluğu ve refahı” ile bağıntılı olmaktan
uzaktır. (Tan Kızıllığı, 108)
- Ahlak, eleştiren elleri ve işkence aletlerini kendisinden uzak
tutmak için sadece her türlü korku aracına hükmetmekle kalmaz: Onun
güvencesi, kullanmasını çok iyi bildiği bir tür göz boyama sanatında
yatar: nasıl "coşturulacağını” bilir. Sık sık, tek bir bakışla
eleştirici iradeyi felç etmeyi, hatta kendi tarafına çekmeyi başarır.
(Tan Kızıllığı, Madde 3)
- Ahlak; uzun, korkusuz bir sahtekarlıktır. (İyinin ve Kötünün
Ötesinde, madde 291)
- Ahlaklılık törelere itaat etmekten başka bir şey değildir (özellikle
artık değildir), töreler ne tür olurlarsa olsunlar bu ilke değişmez;
bununla birlikte töreler geleneksel tarzda davranmak ve
değerlendirmelerde bulunmaktır. Geleneğin emretmediği şeylerde ahlak
yoktur. (Tan Kızıllığı, Madde 9) Sadece gelenek olduğu için bir inanca
bağlanmak... bu elbette namussuz olmak, korkak olmak, tembel olmak
demektir! — Öyleyse, ahlaklılığın ön koşuluna namussuzluk, korkaklık ve
tembellik olmuyor mu? (Tan Kızıllığı, Madde 101)
- Ahlaklılık yeni ve daha iyi geleneklerin ortaya çıkmasına karşı
direnir: aptallaştırır. (Tan Kızıllığı, Madde 19)
- Ah bu melankoli. İnsanın gerçekten boğulabileceği bir deniz var
mıdır?
- Arzularımız o kadar şiddetlidir ki bazen birbirimizi parçalamak
isteriz. Ama topluluk duygusu bizi durdurur. Lütfen not edin : işte bu ,
neredeyse ahlakın tanımıdır.
- Ah, buldum onu kardeşlerim! İşte, en yüce dorukta kanıyor sevinç
pınarı benim için! Burada, hiçbir ayak takımının benimle birlikte
içemeyeceği bir yaşam var! Akışın nerdeyse pek yoğun geliyor bana, ey
haz pınarı! Doldurayım derken, sık sık yeniden boşaltıyorsun kadehi!
- Ancak hepiniz beni inkar ettiğiniz zaman size dönmek isterim.
Gerçekten,kardeşlerim,o zaman kaybettiklerimi başka gözlerle
arayacağım.O zaman sizleri başka başka bir sevgi ile seveceğim.
- Av ve zafer için tutkuyla donanan görkemli yırtıcı hayvan, sarışın
canavar görmezlikten gelinemez. Bu gizli temel, zaman zaman patlar,
hayvan tekrar vahşete döner. Romalı, Arap, Alman, Japon soyluluğu,
Homeros'un kahramanları, İskandinav Vikingleri ... tümü de bu
gereksinimi paylaşıyorlardı.Nereye gitseler arkalarında "barbar"
kavramını bırakan bu soylu ırklar, en yüksek kültürlerinde bile, bunun
bilinçliliğini gösteriyor, gururunu taşıyorlardı.
-insanlar doğar,büyür,yaşar ve ölürler önemli olan çok yaşamak değil
yaşadığı sürece fazla birşeyler yapabilmektir..
- Aşk nedir? Yaradılış nedir? Hasret nedir? Yıldız nedir?" böyle
soracaktır son insan ve kırpacaktır gözlerini. O zaman yeryüzü küçülmüş
olacaktır, her şeyi küçülten son insan onun üzerinden
sıçrayacaktır.Cinsi, toprak piresi gibidir, kökü kurutulamaz; son insan
herkesten uzun ömürlü olandır. "Saadeti biz keşfettik"- derler son
insanlar ve gözlerini kırparlar.Onlar yaşanması güç semtleri
terketmişlerdir: zira hararet lazımdır kişiye. Henüz komşu
sevilmektedir, ona sürtünülür. Zira hararet lazımdır kişiye. Hasta olmak
ve kuşku duymak günah kabul edilir: sakınarak yürürler. Budaladır, buna
rağmen ayakları taşa sürçen ya da insanlara takılıp tökezleyen kişi.
Ara sıra bir miktar zehir: bu hoş rüyalar gördürür. Ve nihayetinde
alınan fazlaca zehir, huzur içinde bir ölüm temin eder bu da. Hala
çalışmaktadır kişi, zira iş eğlencelidir. Fakat dikkat edilir,
eğlencenin kişiyi tüketmemesine. Artık kişi ne zenginleşir ne de züğürt
kalır. Her ikisine de katlanmak güçtür. Kim hükmetmek ister ki artık?
Kim artık itaat etmek ister? İkisine de katlanmak güçtür. Çobansız bir
sürü! Herkes aynı şeyi ister, herkes birdir: kendini farklı hisseden,
gönüllüdür tımarhaneye. "Bir zamanlar dünyanın tamamı çılgındı." -deyip
en kurnazları, göz kırparlar.İnsan zekidir ve olup biten her şeyi bilir:
bu nedenle iğnelemelerinin sonu yoktur. İnsanlar hır gür halindedir
hala, ancak çabuk barışırlar- aksi takdirde mideleri bozulur.İnsanın,
gündüz için ayrı, gece için ayrı, küçük şekerlemeleri vardır: yine de
değer verirler sağlığa. "Saadeti biz keşfettik"- derler son insanlar ve
göz kırparlar...
- Ah!..En yüksek umutlarını kaybeden soylular tanıdım ben.Şimdi kara
çalmaktalar tüm yüksek umutlarına. Artık küstahça yaşıyorlar,anlık
hazlar içinde , ve ertesi güne dair hedefleri yok neredeyse..."Ruh ,
şehvettir!" .... böyle derlerdi.Bu sırada kırıldı ruhların kanatları ;
şimdi yerlerde sürünüyor ruhları ve kirletiyor kemirdiği her şeyi.. Bir
zamanlar kahraman olmayı düşünüyorlardı...şehvet düşkünüler
şimdi.Kahraman , artık onlar için bir kasvet ve dehşet!Fakat sevgim ve
umudumla sana yemin ederim : terk edip gitme ruhundaki kahramanı!Kutlu
tut en yüksek umutları!
- Az bilen ve az düşünen çok konuşur.
- Akıl hastanesini ziyaret etmek, inancın ne kadar boş birşey olduğunu
gösterir.
- Acı çeken dostuna dinlenmesi için yer göster ama dikkat et yatak
sert olsun.
- Barış zamanında savaşçı kendine çatar.!
- Başarının sonu yalnızlıktır.
- Birini suçlamak üzere ileri uzattığın elinin 3 parmağının seni
gösterdiğini unutma.!
- Benim hayalimdeki aşk, iki insanın birbirini sahiplenme duygusundan
çok daha öte bir şey.
- Başkaları yararına çok şey yapıldığı için dünya mükemmel değildir.
- Beni öldürmeyen herşey beni güçlendirir.
- Bu dâhil bütün genellemeler yanlıştır.
- Babanın gizlediği şey, oğulda açığa çıkar.
- Biz arzulanana değil arzulamanın kendisine âşığızdır.
- Bir kez yürünmüş bir yola düşenlerin sayısı çoktur, hedefe ulaşan az
..
- Bütün hedefler yokedilmiştir.Değer biçmeler birbirlerine karşı cephe
almışlardır.
- Bence hayatın kendisi gelişme içgüdüsü , idame içgüdüsü , güçlerin
biriktirlmesi içgüdüsüdür : Güce yönelmenin olmadığı yerde çöküş
vardır.İddaam şudur ki,insanlığın yüce değerlerinde işte bu yöntem
esiktir ; en kutsal isimler altında hüküm süren değerler , çöküş
değerleri , nihilist değerlerdir.
- Bizi farklı kılan şey , tarihte , doğada veya doğanın arkasında
hiçbir Tanrı'yı tanımamamız değildir. Bizi farklı kılan , Tanrı diye
hürmet edileni Tanrı'ya benzer bulmamamızdır.
- Biz , tekrar ahlaktan arıtılmış olan dünyada yaşamaya cesaret eden
az ve çok sayıdakiler ; Biz putperestler! İnanca göre ; Olasıdır ki biz ,
pagan inancın ne olduğunu ilk kavrayanlarız. İnsanın kendisi için daha
yüksek varlıklar tasarlaması , lakin O'nu iyinin ve kötünün öte yanında
görmesi sözkonusudur.Her yüksek olmanın , ahlaksız olarak takdir etmek
mecburiyetinde kalınması sözkonusudur.Biz , "Olimpus"a inanırız! Çarmıha
gerilene değil!
- Bir genci bozmanın en iyi yolu, ona aynı düşüneni farklı düşünenden
daha çok saymayı öğretmek.
- Bu dünya başlangıcı ve sonu olmayan güçten bir canavardır.Büyüklüğün
, güç büyüklüğünün çelikten sabit bir toplamıdır.O , ne daha büyür ne
de daha küçülür.Kendini tüketmez.Tersine sadece değişir ama bütün olarak
değişmez derecede büyüktür.
- Bakın! Size "Üstinsan"ı öğretiyorum.Üstinsan yeryüzünün anlamıdır.
İsteminiz desin ki ; Üstinsan yeryüzünün anlamı olacaktır!
- Ben nerede canlı bir varlık buyduysam , orada kudrete yönelik
iradeyi gördüm.Hizmet edenin iradesinde bile efendi olabilme iradesini
gözlemledim.
- Büyük kozmik söylem: "Ben vahşetim, ben kurnazlığım". Bir hatanın ve
tüm acının sorumluluğunu üstlenme korkusuyla alay etmek (yaratıcının
alayı). —Hiçbir zaman olunmadığı kadar acımasız olmak, vs. -kendi
yapıtından tatmin olmanın en üst biçimi; bu biçimi, bıkmadan usanmadan
yeniden inşa etmek için parçalar. Ölüm, acı ve yok olma üzerinde yeni
bir zafer.
- Bundan sonraki yıllarda yapacağım iş iyiden iyiye belirlenmişti.
Olumlayıcı kesimini bitirmiştim işimin. Sözle, eylemle hayır diyen
bölümüne gelmişti sıra. Bunlar da şimdiye değin sürüp gelen değerlerin
yenilenmesi, büyük savaş, son karar gününün belirlenmesiydi. Bu arada,
bir de yavaş yavaş çevreme bakıyor, kendime yakın gördüklerimi,
güçlerine dayanarak bu yok etme işinde bana yardımı dokunabilecekleri
arıyordum. İşte o günden beri, yazılarımın her biri bir oltadır: Kim
bilir belki de olta atmakta herkesten ustayımdır? Oltama hiç bir şey
takılmamışsa suç benim değil artık. Balık yokmuş...
- Bugüne değin iyi ve kötü üzerine en berbat düşünceler ortaya kondu.
Bu, her zaman çok tehlikeli bir şey oldu. Vicdan, iyi bir şöhret,
cehennem; durumuna göre polisin bizzat kendisi önyargısızlığa izin
vermiyordu ve vermiyor. İşte günümüz ahlakı üzerine, her otorite
karşısında alınan tavırda olduğu gibi, düşünmemek, pek de konuşmamak
gerekiyor. Burada itaat edilir! Dünya var olduğundan bu yana hiçbir
otorite kendisinin eleştiri konusu yapılmasına istekli görünmemiştir.
Hele ahlakı eleştirmek, ahlakı bir sorun, sorunlu bir şey olarak ele
almak: Nasıl olur? Bu ahlak dışı değil miydi -şimdi değil mi?- Ama
ahlak, kendisinden eleştiren elleri ve işkence aletlerini uzak tutmak
için sadece her türlü korku aracına hükmetmekle kalmaz: Onun güvencesi,
kullanmasını çok iyi bildiği bir tür göz boyama sanatında yatar, -nasıl
"coşturacağını" bilir. Sık sık, tek bir bakışla eleştirici iradeyi felç
etmeyi, hatta kendi tarafına çekmeyi başarır. Onun kendine karşı tavır
almasını başardığı durumlar da var: Bunun sonucunda irade, tıpkı bir
akrep gibi kendini sokar. Ahlak, ta başlangıçtan veri ikna etme
sanatındaki bütün şeytanlıkları bilir. Bugün bile onun yardımına
başvurmayan hiçbir konuşmacı yoktur.
- Bir şeyde ilk olmak isteyene iyi denir.Ama bir başkasından önde
olmak istemeyene de iyi denir.
- Benim anlatacaklarım , önümüzdeki iki yüzyılın tarihidir.Ben neyin
geleceğini ,neyin olacağını anlatacağım , "Nihilizmin Yükselişini"..Bu
tarih şimdiden anlatılabilir , çünkü zorunluluğun kendisi burada
harekete geçmiştir.
- Benim dionizik / dionysian kavramım burada ulu bir fiil oldu.Bununla
karşılaştığında bütün diğer insani faaliyetler çok zavallı ve göreli
kalır.Bir Goethe , bir Shakespeare , bu muazzam ihtiras ve yükseklikte
bir saniye bile nefes alamaz ve Dante , Zerdüşt'le kıyaslandığında basit
bir mü'mindir...
- Cins olarak insan her hangi başka bir hayvanla karşılaştırıldığında ,
bir ilerleme kaydetmez .Bütün hayvanlar ve bitkiler dünyası , alçak
olandan daha yüksek olana gelişmez.Hepsi aynı zamanda ,birbirinin
üzerinde ,birbirinin içinden ve birbirine karşı gelişirler.En zengin ve
en karmaşık biçimler-çünkü daha yüksek tip sözcüğü daha çoğunu ifade
etmez daha kolay mahvolurlar.Sadece en alttakiler,en aşağıdakiler
görünüşte bir ölümsüzlüğü idame ederler.
- Despotlar.,
havanın ahlaklı olduğu bölgeleri severler. (Tan Kızıllığı, Madde
320)
- Dostuna yatacak yer göster ama dikat et yatak sert olsun!
- Doğrular ve yanlışlar yoktur, sadece yorumlar vardır.
- Dünyada hiçbir şey insanı kin besleme duygusu kadar yıpratmaz.
- Doğrunun kayıtsız şartsız dostuna iyi denilir.Ama saygınlığın
insanına nesnelerin nurlandırıcısına da iyi denilir.
- Daha güçlü olana daha zayıf olanın hizmet etmesi ; bunun için onu
iradesi ikna ederki zayıf olan üzerine hükmetsin.Sadece bu o zevkten
vazgeçemez.Nasıl daha küçük olan daha büyük olana kendisini verirse , en
küçük olandan zevk ve güç alması için , tıpkı bunun gibi en büyük olan
da kendini kudret uğruna verir , hayatını bunun için kullanır. Bu , en
büyük olanın kendini teslim etmesi , vermesi , onun riziko ve
tehlikelerle ölüm için zar atmasıdır.
- Düşününki varoluşun ebedi kum saati defalarca tersine , bir daha
tersine çevrilip duruyor.Her seferinde siz de , ben de , içindeki her
zerrede sürekli tersine çevriliyoruz ... Zaman ezeli ;zaman sonsuza dek
uzanıyorsa , olabilecek her şey , zaten daha önce olmuş
değilmidir?Şuanda geçen her şey daha önce de aynı şekilde geçmiş
değilmidir?...Zamanın hep varolduğunu , sonsuza dek geriye uzandığını
düşünün..Böyle sonsuz bir zamanda , dünyayı oluşturan bütün olayların
yeniden bir araya gelişleri,sonsuz kereler kendilerini yinelemeleri
demek olmuyor mu?
- Dionizik kelimesinin manası şudur : Birliğe itilim duygusu
,kişiliğin, günlük olanın, toplumun ötesine, geçicilik uçurumunun
ötesine uzanmak: Karanlık, daha dolu, daha değişken hallere doğru,
ihtiraslı, acılı dolup taşma; hayatın topyekün karakteri olan, hep aynı
kalan, aynı derecede güçlü, haz dolu olanın vecd ile onanması, hayatın
en korkunç ve şüpheli niteliklerini kutsayıp iyi gören, neşe ve elemin,
panteistce birlikte kabülü; çoğalmaya, verimliliğe, tekerrüre, ebedi
istem; yaratmanın ve yoketmenin zorunlu birliği duygusu.
- Dünya bana bir Tanrı`nın buluşu ve rüyasıymış gibi görünüyor. Dünya
canı sıkılmış bir Tanrı`nın gözleri önündeki boyalı buharlara benziyor.
İyi ve Kötü, mutluluk ve acı ve sen ve ben, benim için bir yaratıcının
gözlerinin önündeki boyalı buharlardır. Yaratıcı gözlerini kendi
üstünden çekmek istiyordu ve dünyayı yarattı. Acı çeken birisi için
gözlerini kendi acısından başka bir yere çevirebilmek baş döndürücü bir
mutluluktur.
- Daima daha temiz, daima daha uzak olarak düşünülen bir tanrı ile
daima daha günahkâr insan arasındaki ayrılığın yarattığı gerginlik,
insanlığa zorla kabul ettirilen en büyük kuvvet sınavlarından biridir.
Günahkârlar için Tanrı sevgisi bir mucizedir. Yunanlılar tanrısal bilgi
ile insan bilgisizliği arasında niçin böyle bir gerginlikle
karşılaşmadılar? Bu iki uçurumu birleştiren köprüler, var olmayan yeni
yaratıklar olsalar gerek (Melekler mi? Vahiy mi? Tanrı`nın Oğlu mu?)
- Damların üstünde yükselen kuleleri görmek için , şehri terk etmen
gerekir.
- Deneme ve sorgulama olmuştur tüm yolculuklarım.
- Egoizm asil bir ruhun temelidir.
- Ebedi gerçeklik olmadığı gibi, mutlak doğru da yoktur.
- En insani davranış, bir insanın utanılacak duruma düşmesini önlemektir.
- En gizliler!, en güçlüler!, en korkusuzlar!, en yarıgecemsiler!, bir
ışık istermisiniz? Bu dünya kudrete yönelik iradedir. Bunun dışında
hiçbir şey değildir. Bizzat sizde kudrete yönelik iradesiniz. Bunun
dışında hiçbir şey değilsiniz!
- Ey büyük yıldız!Aydınlattıkların olmasaydı nice olurdu mutluluğun.
- Fatihler şansa inanmaz.
- Fırtınayı getiren en derin ve yumuşak sözlerdir.
- Felsefe, yaratmanın anlamını kavramaya çalışan bir akımdır.
- Felsefeyi tehlikeli hale getireceğiz, felsefi bilgiyi
değiştireceğiz, yaşam için bir tehlikeli olan bir felsefeyi öğreteceğiz:
Yaşama bundan daha iyi nasıl hizmet edebiliriz? Bir fikir insanlığa ne
kadar pahalıya mal olursa, o kadar değerlidir. "Tanrı", "Vatan",
"Özgürlük"; fikirleri için kendini kurban etmekten çekinmiyorsa, tüm
tarih bu tür kurban etmeleri çevreleyen dumandan ibaretse, "Tanrı",
"Vatan", "Özgürlük"; gibi bu popüler kavramlar karşısında "felsefe"
kavramının üstünlüğü, felsefenin onlardan daha pahalıya mal olması,
onlarınkinden daha büyük kıyımları gerektirmesi dışında nasıl
kanıtlanabilir?
- Gerçeğin düşmanı tabular ve inançlardır.DÜŞÜNÜN..
- Gelenek nedir? Bize yararlı olan şeyleri emrettiğinden dolayı
değil, bize emrettiğinden dolayı itaat ettiğimiz yüksek bir
otoritedir. (Tan Kızıllığı, Madde 9)
- Geliştirmiş olduğumuz tüm değerler, dünyanın gerçek doğasını
görmemizi engellemek amacıyla geliştirilmiş araçlardan başka hiçbir şey
değildirler.
- Gerçek erdem, yalnızca aristokrat azınlık içindir! Herkes için
geçerli bir ahlak, gülünç bir fikirdir.
- Gerçek ve büyük başarılar mutlulukla tanışamaz.
- Her şeyi bilen ve her şeye kadir olan bir tanrı ve amacının
yaratıkları tarafından anlaşılmamasına çalışan bir tanrı... iyiliklerin
tanrısı olabilir mi? Sanki insanlığın selameti için sakıncası yokmuş
gibi, sayısız şüpheyi ve tereddüdü binlerce yıl boyunca yaşatıp sürdüren
tanrı, buna karşın gerçekte yanılmanın korkunç sonuçlarını belirsiz bir
şekilde vaat etmiyor mu? O, insanlığın nasıl da hakikat uğruna acı
çektiğini, hakikate sahip olsa da iyice görebilseydi, gaddar bir tanrı
olmaz mıydı? — Ama belki yine de bir iyilikler tanrısıdır... ve sadece
kendini daha açık ifade edemiyor! (Tan Kızıllığı, Madde 91)
- Hayat; kendisini alt edenindir.
- Hayvanları ahlaksal yaratıklar olarak görmeyiz. Ama siz hayvanların
bizi ahlaksal yaratıklar olarak gördüklerini mi sanıyorsunuz? —
Konuşabilen bir hayvan şöyle demiş: "İnsancıllık, en azından biz
hayvanların acısını çekmediği bir önyargıdır.” (Tan Kızıllığı, Madde
333)
- Hayat bir neşe pınarıdır.Lakin ayak takımıda içince tüm pınarlar
zehirlenir,bozulur.Ben temiz şeyleriseverim , fakat sırıtkan suratları
ve pislerin susuzluklarını görmeyi asla istemem...Onlar kutsal suyumuzu
şehvetleriyle zehirlediler.Pis hayallerine zevk diyip , dilide
zehirlediler...
- Hoşlanmadığımız bir düşünceyi öne sürdüğü zaman bir düşünürü daha
sert eleştiririz. Oysa, bizi pohpohladığında onu daha sert eleştirmek
uygun olacaktır.
- Hayatını tekrar tekrar aynı hayatı yaşayacakmışsın gibi yaşa,
istemediğin bir durumla karşı karşıya kalmışsan ve buna boyun eğiyorsan,
diğer hayatlarında da aynı şeye boyun eğeceğini düşünerek, sen en
güzeli boyun eğme, bu böyle gitmez; bir şeyi çok mu istiyorsun, ama buna
cesaret edemiyor musun, diğer hayatlarında da bu şeyi çok isteyip hiç
bir zaman cesaret etmediğin için ulaşmayacaksın, o yüzden sen en güzeli
aş kendini, yap yapmak istediğini ki sonunda en mutlu şekilde
yaşayabileceğin bir kısır döngü oluşturabilmiş ol.20 Nisan 2008
- Hepimiz bazen birileriyle o kadar yakınlaşırız ki dostluğumuzu ya da
kardeşliğimizi hiçbir şey engellemiyormuş gibi görünür, bizi ayıran
küçücük bir köprü vardır, hepsi o kadar. Ama tam sen bu köprüye adım
atacakken sana şu soruyu sorsam :"bu köprüyü geçip bana gelir misin?"
İşte o anda artık bunu istemeyiverirsin, sorumu tekrarlasam öylece
suskun kalırsın. O andan itibaren aramıza dağlar ve azgın nehirler
girer, bizi ayıran ve birbirimize yabancılaştıran duvarlar bitiverir
önümüzde ve bir araya gelmek istesek de artık yapamayız. Ama o küçücük
köprüyü düşündüğünde sözcüklere sığmayacak kadar büyüyüverir gözünde;
yutkunur ve şaşar kalırsın... 12.Mart.2008
- Issız ve yorucu dorukları sevenlerin kanatları olmalıdır!
- İnsanın kendisi, onun en büyük hatasıydı: kendisine bir rakip
yaratmıştı; bilim, insanı Tanrısallaştırır- insan bilimselleşince
rahiplerin ve tanrıların işi biter!-
- İnsanoğlu hayatta o kadar acı çeker ki, canlılar arasında yalnız
o,gülmeyi icat etmek zorunda kalmıştır.
- İçine koyacak bir şeyiniz varsa, bir günün bin cebi vardır.
- İnsan da ağaca benzer, ne kadar yükseğe ve ışığa çıkmak isterse, o
kadar yaman kök salar yere, aşağılara, karanlıklara, derinliğe,
kötülüğe.
- İnsanın ve insanlığın tarihi bilinmez olarak seyreder.Ama ideal
hayaller ve onların tarihi , bize gelişmenin kendi gibi görünmektedir.
- İnsan öyle bir iptir ki hayvanla insanüstü arasına
gerilmiştir.Uçurum üstünde bir ip.
- İnsanlığın içinde müthiş bir güç , kendini deşarj etmek , yaratmak
istemektedir.
- İnançlar hakikat düşmanları olarak, yalanlardan daha tehlikelidir.
- İnsana göre maymun nedir? Gülünecek bir şey ya da acı bir
utanç...İşte üstinsana göre de insan aynen böyle olacak ; Gülünecek bir
şey ya da acı bir utanç!
- İradenin tatmini değilidir zevkin sebebi..Tersine irade ileriye
gitmek ister ve kendine engel olan her şeyin üstesinden gelmeye
çalışır.Zevk hissi düpedüz iradenin tatminsizliğinden ortaya çıkar.Onun
rakipsiz ve dirençsiz olarak yeterli doyuma ulaşamamasıdır.
- İyi olan nedir?
-Kudret hissini , kudret iradesini , insanın içindeki kudreti yükselten
her şey!
Kötü olan nedir?
-Zaaftan çıkan her şey!
- İnsandaki güçlü ve ulu olan her şey insanüstü ve dışsal olarak
düşünüldü.İnsan kendini çok küçümsedi.Kendindeki iki yanı birbirinden
ayrı iki alana böldü insan ; Değersiz ve güçsüz yanı ile güçlü ve
şaşırtıcı yanını..İlkine insan dedi , ikincisine ise Tanrı!
- İyi huylu insana,mücadeleden kaçana iyi denir.Ama savaşçı olana da
ve zaferi tutkuyla isteyene de iyi denir.
- İnsanların bir şeyleri var ki ,gurur duyuyorlar onunla.Ne diyorlardı
, onları gururlandıran şeyin adına ? Eğitim diyorlar ; kendilerini keçi
çobanlarından ayırt eden şeymiş bu!
- İradenin temini değildir zevkin sebebi.Tersine irade ileriye gitmek
ister ve o engel olan her şeyin üstesinden gelmeye çalışır.Zevk hissi ,
düpedüz iradenin taminsizliğinden kaynaklanır. Onun rakipsiz ve
dirençsiz olarak yeterli doyuma ulaşamamasıdır.
- İsa`nın Yaptığı Yanlış. — Hıristiyanlığın kurucusu, insanlara
günahları kadar hiçbir şeyin acı çektirmediğini düşünüyordu. Yanlışı bu
oldu: Kendini günahsız hisseden, bu noktada deneyimi eksik olan bir
kimsenin yanlışı! Nitekim ruhu da olağanüstü ve hayalci bir merhametle
doldu, bir kötülüğe doğru yöneldi. Fakat günahı icat etmiş olan kendi
ümmeti, böylesi bir hâlden pek seyrek olarak büyük bir kötülüğe
uğramışçasına acı çekiyordu. Ne var ki, Hıristiyanlar efendilerine hemen
hak verme konusunda anlaştılar ve onun yaptığı yanlışı bir gerçek
hâline sokarak kutsallaştırdılar.
- Kadınla buluşmaya gittiğinde yanına kırbacını almayı unutma Gücünü
göster.(Kadın yaradılış olarak güçlüden hoşlanır)
- Kılavuz öğrencisine bütün izleri göstermeli ama gideceği yolu
seçmemelidir.
- Kimse öfkeli insan kadar çok yalan söyleyemez. (İyinin ve Kötünün
Ötesinde, m. 26)
- Kutsal olan gerçekler değil kişinin kendi gerçeği için çıktığı
arayıştır.Neysen o ol.
- Kaybetmeyi göze alamayacak kadar az dostum var.
- Kopyalar - Hiç de seyrek olmayan ölçüde, önemli insanların
kopyalarıyla karşılaşırız ve yağlıboya tablolarda olduğu gibi, burada da
çoğu insan orijinallerden değil kopyalardan daha çok haz almaktadır.
- Kendi savaşınızı açmalısınız, kendi düşüncelerinizin uğruna.
Düşünceleriniz yenilse bile, dürüstlüğünüz zafer çığlıkları atmalıdır
bunun için
- Kendi kendine inanmayan her zaman yalan söyler.
- Kimine göre yalnızlık,hasta kişinin kaçışıdır; kimine göre de, hasta
kişilerden kaçıştır
- Kendine karşı cebir kullanmayana iyi denilir.Ama nefsini yenen
kahramana da iyi denilir.
- Kibar ve soylu olana iyi denir.Ama kimseyi horgörmeyene ve kimseye
yukarıdan bakmayana da iyi denir.
- Kendinden hiç söz etmemek çok soylu bir ikiyüzlülüktür.
- Küçücük bağışlarla büyük mutluluklar kazanmak büyüklüğün bir
ayrıcalığıdır.
- Keyif ve keyifsizliğin birbirinden asla ayrılmaz şeyler olduğunu
düşünelim, öyle ki insan birinin ne kadarına sahip olmak isterse
ötekinin de ancak o kadarına sahip olacak. Seçim sizin:1.mümkün olduğu
kadar az keyifsizlik, kısacası acısız bir yaşam mı, yoksa o ana kadar
hiç tadılmamış zevkleri tatmanın, keyifleri yaşamanın bedelini ödemeyi
göze alarak mümkün olduğu kadar çok keyifsizlik mi? Eğer ilk seçeneği
yeğler ve acılarınızı azaltmayı, hatta yok etmeyi isterseniz, o zaman
zevk alma kapasiteniz de azalacak, hatta yok olacak.
- "Kötü”, insanoğlunun ilk zamanlarındaki bütün durumlarında
"bireysel” , "bağımsız” , "keyfi” , "alışılmamış” , " öngörülmemiş” ,
"hesaplanamaz” anlamlarına gelir. (Tan Kızıllığı, Madde 9)
- Merhameti öldürün.
- Mutluluk hedef değildir.Tersine kudret duygusu hedeftir.İnsanın ve
insanlığın içinde müthiş bir güç kendini deşarj etmek , yaratmak
istemektedir.O, hiçbir zaman mutluluk hedefi olmayan patlamaların
kesintisiz zinciridir.
- Mantıksal bir çıkarsamayla , ama sezginin anında oluşan
keskinliğiyle ,sanatın sürekli gelişiminin Apolloncu ve Dionysoscu bir
ikiliğe bağlı olduğunu anladığımızda estetik bilimi için çok şey yapmış
oluruz : Yaradılışın , bazen araya giren uzlaşmalara rağmen sürekli
çatışan cinsiyet ikiliğine bağlı olması gibi...
- Niceleri kendi zincirlerini çözemezler de, dostlarının azatcısıdır.
- Nihilizmin anlamı nedir? En üst değerlerin değersizleşmesi. Hedef
yok : 'Niçin'e yanıt verilebilinmiş değil.Ya da verilen yanıtlar
yetersiz kalmıştır. Kime göre çünkülerin doğru olduğunu kim bilebilir
ki...
- O... Herşey belirlenmiş bir noktadan sonra O'na yönelir. Fakat kimi
farkeder bu yönelimi, kimi ise halen farkında değildir nereden gelip
nereye gittiğinin...
- Öyle kolay bir sanat değildir uyumak. Onun uğruna bütün gün uyanık
durmak gerekir.
- Öldürmeyen acı beni güçlendirir. İngilizcesi (what doesn't kill me
makes me stronger)
- Pek çok insan bir zamanlar girdikleri yol hakkında inatçıdır,
amaçları hakkında inatçı olanlar ise çok azdır.
- Pazaryerinden ve şandan uzakta yer alır büyük olan her şey. Hep
pazaryerinden ve şandan uzakta barınmıştır yeni değerler yaratan.
Yalnızlığına kaç dostum: görüyorum ki her yerini ağılı sinekler sokmuş.
Sert ve sağlam bir havanın estiği yere kaç! Yalnızlığına kaç! Sen küçük
ve acınacak kişilere pek yakın yaşadın. Onların göze görünmez öçlerinden
kaç! Onlar sana karşı öçten başka bir şey değildirler. Artık el
kaldırma onlara! Sayısızdır onlar, hem senin yazgın sinek kovmak
değildir ki... 27.01.2008
- Papalığın ... hiçbir zaman Hristiyan siyasetini uygulayacak bir
durumu olmadı ; dini reformcular siyasetle uğraştıkları zaman , örneğin
Luther gibi , bunların herhangi bir ahlakdışı (immoralist) veya tiran
gibi Machiavellici oldukları görülür.
- Ruh peşinde koşan birinin ruhu yoktur.
- Size düşen ödev kendinizi kabullenmenizdir, benim sizi kabullenmemim
yollarını aramak değil.Kendinden hoşlanmayan pek çok insan gördüm;
bunlar önce başkalarını kendileri hakkında iyi düşünmelerini
sağlarlar.Bunu başarınca da bu sefer kendileri de kendileri hakkında iyi
düşünmeye başlarlar.Ama bu sahte bir çözümdür; bu başkalarının
otoritesinin altına girmeyi kabullenmektir...
- Seyirciler bulanık suda balık tutan ile derinden su çekeni kolayca
karıştırıyor.
- Sadece cevaplarını bulabileceğimiz soruları duyarız.
- Sizin kökeniniz , nereden geldiğiniz değildir.Bundan sonra onurunuzu
oluşturan , tersine nereye gittiğinizdir.
- Sahip olmak ve daha çoğuna sahip olmayı istemek ,tek kelimeyle
büyümektir. Bu hayatın kendisidir.
- Sosyalizm ; sona erdiği düşünülen en cüz'ilerin ve budalaların ,
yani yüzeysel insanların bir baskısı ve kıskançların , dörtte üç sahte
oyuncuların , gerçekte "modern ideleri"nin mantıksal bir
sonucudur.Onların , gizli anarşizmlerinin doğurduğu bir durumdur...
- Sosyalistlerin üslubu, umudları ve hayalleri, zararsız koyun
mutluluğunun bir ifadesidir.
- Sosyalizm öğretisinde, hayatın çok kötü bir şekilde olumsuzlanması,
kötü bir şekilde gizlidir. Böyle bir düşünceyi nihai olarak düşünenler,
kusurlu doğmuş insanlar ya da ırklar olmalıdır.
- Sosyalistler, anarşistler, nihilistler varlıklarını başka birini
suçlayabilecekleri bir şeyde buldukları nispette , Hristiyanlığa
yakındırlar. Zira, Hristiyan da kendi hastalığından, marazlı bünyesinden
birini sorumlu tutarak buna daha iyi tahammül edeceğine inanır. İntikam
ve kin içgüdüsü her iki durumda da tahammül vesilesi, varlığı koruma
içgüdüsü olarak görünüyor.
- Sahip olunması zorunlu tek şey var: Ya yaradılıştan ince bir ruhtur
bu, ya da bilim ve sanatlar tarafından inceltilmiş bir ruh...
- Sanırım en yüce insanın ruhundan bazı şeyleri tahmin edebildim.O
insanı -üstinsan- çözen kimse belkide mahvolacak.Ama yine de onu gören,
onun mümkün olmasına yardım etmelidir.
- Sürü hayvanının zayıflığının ürettiği ahlak, decadent-in ürettiği
ahlaka çok benzer. Bunlar birbirini anlar ve bir ittifak oluştururlar.
Büyük decadent dinler, her zaman sürünün desteğine güvenir-. Kendi
başınayken sürü insanında hiçbir hastalık yoktur. Hatta çok
değerlidir.Ama yönetilmeye ihtiyaç duyduklarından dolayı, bir çobana
gereksinimleri vardır. Papazlar bunu bilir.
- Şimdiye kadar üstinsan dünyaya hiç gelmedi. En büyük ve en küçük
insanı çırılçıplak gördüm. Hala birbirlerine pek fazla benziyorlar.
Hakikaten, en büyüklerini bile hala pek insanca buldum.
- Şövalyece / Aristokratik değer yargıları güçlü bir fiziği, serpilen,
dopldolu bir sağlığı gerektirir. Bunları koruyup devam ettirebilmek
için de savaşı, macerayı, avcılığı, dansı, harp oyunlarını, yani genel
olarak dinç, özgür, neşe dolu faaliyetler gerektirir.
- Tanrı öldü: insana acımasından öldü tanrı. (Böyle Buyurdu Zerdüşt,
Merhamet Edenler Hakkında)
- Tanrı yok, o olsaydı onun ben olmadığıma inanamazdım.
- Tüm yazılanlar arasında en çok bir kişinin kendi kanıyla yazdığı
şeyi severim. Kanla yaz ve göreceksin ki, kan tindir... Etrafımda cinler
olsun istiyorum, çünkü ben cesurum. Hayaletleri kaçıran cesaret,
kendisine cinler yaratır. —cesaret gülmek ister. Artık hislerinizi
paylaşmıyorum; altımda gördüğüm şu bulut, güldüğüm şu karaltı ve ağırlık
-işte budur sizin yağmur bulutunuz. Yükselmeyi arzuladığınızda yukarı
bakarsınız siz. Ve ben aşağı bakarım, çünkü yükseltilmiş biriyim ben.
Aranızdan hanginiz aynı anda hem gülebilir, hem yükseltilmiş olabilir?
En yüksek dağa çıkan, tüm matem oyunlarına, tüm matem ciddiyetlerine
güler. Cesur, tasasız, alaycı ve şiddet uygular -işte böyle istiyor
bizleri bilgelik: O bir kadındır ve daima savaşçıyı sever ancak.
- Türler gittikçe daha çok yetkinleşmezler ; güçsüz her seferinde
güçlüye egemen olur. Çünkü çoğunluktadır ve daha akıllıdır.
- Tanrı kavramından en yüksek iyiliği uzaklaştıralım- O , bir Tanrı'ya
layık olmayandır. Biz bu kavramdan en yüksek bilgeliği de
uzaklaştıralım-Bu , Tanrı kavramından , Tanrı'dan bir bilgelik
ucubesinin ürünü olan bu akıllılığa sebep olarak filozofların kendini
beğenmişliğidir. O , onlara mümkün mertebe eşit görünmelidir. Hayır!
Tanrı , en yüksek kudrettir.Bu yeter! O'ndan her şey ortaya çıkar,O'ndan
dünya ortaya çıkar.
- Tipik dindar bir insanın decadence nin bir şekli olup olmadığını
belirlemek için ( bütün yenilikçiler kasvetli ve saralıdır) iki tip ;
Dionysos ve Çarmıha gerilen ; ama biz burda bir başka tür dindar insanı
ihmal etmiyormuyuz? Yani paganı..Pagan mezhebi , hayata şükretme ve onu
tasdikin bir şekli değil mi? Bunun en yüksek temsilsici hayatın
savunulması ve tasdiki değil mi? Sağlam yaratılmış tür ve vecd ile taşan
ruh! Bu ruh türü ki , varoluşun tezatlı ve şüpheli vechelerini kendine
alıp kurtarır.İşte burada yunanlıların Dionysos'u nu ortaya koyuyorum :
Hayatın dindarca tasdiki...Çarmıha gerilene karşı Dionysos'u!
- Tüm yazılmışların içinde en çok kanla yazılanı severim.Kanla yaz,
göreceksin ki kan, tindir.
- Uçurumları sevenin kanatları olmalı.
- Umut sadece eziyetin süresini artırır.
- Uçmayı öğretemediğinize düşmesini öğretin.
- Uçuruma gözlerinizi dikip baktığınızda, uçurum da sizin içinize
bakmaya başlar.
- Ümit kötüdür işkenceyi uzatır.
- Varlık, sonsuz bir yaradır.
- Yaratıcılık ve keşif acıda ve yalnızlıkta saklıdır.
- Yiğitlik ; en büyük korkunun ve en büyük ümidinin üstüne üstüne
gitmektir.
- Yüksek sesle konuşanlar ince konuları düşünemez.
- * Yine de en çok çiy damlası, en sessiz gecede düşer, bilirim.
- Yükseldikçe uçma bilmeyenlere daha küçük görünürüz.
- Yükselmek için yalnız kendi gücünüzü kullanın, başkasının sizi
yükseltmesine fırsat vermeyin.
- Yüreğinin sesine kulak verene iyi denilir.Ama sadece yükümüne kulak verene de
iyi denilir.
- Yumuşak ve barışçıl olana iyi denilir.Ama nefsini yenen kahramana da
iyi denilir.
- Yüksek kültür dediğimiz şey , barbarlığın-gaddarlığın
ruhsallaştırılmasına ve yoğunlaştırılmasına dayanır.Benim önermem
şudur : "vahşi hayvan hiçbir zaman dinlenmeye çekilmemiştir. , o hala
yaşamaktadır , büyümektedir , o sadece Tanrı'laşmıştır.
- Yoldaşlar arar yaratıcı ve hasat arkadaşları: Çünkü ona göre her şey
olgun hasat için. Ama yüz orağı yok onun: Bu yüzden yolar başakları
öfkeli öfkeli. Yoldaşlar arar yaratıcı, oraklarını bilemesini bilen
yoldaşlar. Yıkıcılar denecek onlara, iyi ile kötüyü hor görenler
denecek. Hasatçılar ve şenlik edenler onlar hâlbuki. Kendi gibi
yaratıcılar arıyor Zerdüşt, hasat arkadaşları ve şenlik arkadaşları
arıyor: Sürülerle, çobanlarla, cesetlerle işi ne Zerdüştün! Ve sen benim
ilk yoldaşım, hoşça kal! Ağacının kovuğuna güzelce gömdüm seni, güzelce
sakladım seni kurtlardan. Ama veda ediyorum şimdi sana, zira vakit
erişti. Bir seherle öbür seher arası yeni bir gerçek ayan oldu bana.
- Zavallı İnsanlık! — Beyindeki kanın bir damla fazla ya da az olması,
yaşamımızı tarif edilemeyecek kadar perişan ve zor hale sokabilir. Öyle
ki, Prometheus`un akbabadan çektiği acıdan daha fazlasını bu bir damla
kandan çekeriz. Ama insan nedenin damla olduğunu bile bilmeyip,
"şeytan!" ya da "günah!" diye düşünürse, en korkunç durum işte o zaman
ortaya çıkar.
- Zorla alabileceğin bir hakkın, sana verilmesine izin verme
|
Views: 1093 |
Added by: Versus
| Rating: 0.0/0 |
|
|